HİKÂYEMİZ

   Her yaz bağ evimize taşınırdık. 1951 de 10 yaşında iken, bağ evimizde gaz lambası ile aydınlanmak yerine, ilkbaharda bana alınan bisikletimin dinamosu ile elektrik enerjisi elde edebileceğimi ve bağ evimizi aydınlatabileceğimi düşünerek harekete geçtim. Hafif esen rüzgârdan istifade edebileceğimi düşünerek, sinemalarda savaş filmlerinde gördüğüm uçak pervanelerine benzer bir pervane ve arkasına lastik kapladığım tekeri, tahtadan imal ederek bisiklet dinamosunun kafasını bu tekere lastik gücü ile bastırarak, pervane ile birlikte dönmesini temin ettim. Bisikletimin ampulüne de kablo lehimlettim. Dinamonun çıkışına ve gövdesine bağladığım kabloyu odanın içine kadar getirdim.

   Rüzgârın hızı arttıkça parlayan, yavaşladığında kızaran ampulü gözümü kırpmadan seyrettim. Uykuya yenilinceye kadar başarımın hazzını tattım. Tüm arkadaşlarıma göstererek duyduğum hazzı paylaştım.

   1958 Yılında, ilk denizle karşılaşmamda, üzerime gelen su kütlesinin kazanmış olduğu enerji beni büyüledi ve o günden itibaren dalganın bu enerjisini rasyonel olarak nasıl kullanabilirim düşüncesi ile çözüm aradım. Ortaokulda emme basma tulumbalar çok hoşuma gitti. Bunlarla suyu yüksek bir yere dalga enerjisi ile basarak, yüksekten boru ile alacağım su ile türbin ve jeneratör çalıştırmayı düşündüm. Bu çözüm çocukça geldi. Çünkü deniz suyu yukarı yapılacak rezervuarla çevreye tuzlu su ile zarar verebilecekti. Sonra bu sistemi akarsu yanında yaparak kullanılacak suyun tatlı su olmasının daha uygun olacağını düşündüm. Kısaca emme-basma tulumba ile sayısız çözüm ürettim fakat hiç birisi nihai çözüm olabilir kanısını vermedi.

   Bunun, teknolojik, hesaplanabilir, düzenlenebilir, her an kontrol edilebilir ve lineer enerji üretimine imkân verecek bir aktarma sisteminin olması gerektiği kanısındaydım. Bilgi birikimimin iş hayatımda kullandığım teçhizatlarla gelişmesinden sonra enerji aktarma, stoklama, lineerliği temin etme, gücün kontrolü ve bunların otomatik kontrolünü başarabildiğimde, sistemi hayata geçirebilmek için reel çalışmalara başladım. Sistemin verimliliği, kullanılan aktarma sisteminin kapalı devre olması, zayiatın olmaması, bakımın ve işletmenin minimum personel ile yapılabilir olması sebebi ile bu sistemin çözüme kavuştuğunu düşündüm ve PCT Patent müracaatımı 15.03.2001 tarihinde yaptım. (PCT : WO 02075151; EP: 1370767)

   27-29. Kasım. 2001 tarihinde Türkiye Enerji Forum'unda Dalga Enerjisini tanıttım. İTÜ deki hocalarımız, İTÜ de bir tanıtım yapmamı istediler. Bu konferans tanıtımın başlangıcı oldu, meslek odalarında, sempozyumlarda ve üniversitelerde 40 a yakın konferans verdim.

   2004 yılında KOSGEB faizsiz geri ödemeli 70.000 € vereceğini bildirdi. TÜBİTAK'ın destekleme sözü vermesi üzerine harekete geçerek 19.05.2005 yılında modelimizin ilk parçasını denize indirdim. 1/1 yapıda olan ilk parçamız iki eksen üzerinde olduğu için dalga hareketine uyarak hareket etti ve bir dalga boyu mesafeye büyümeyi bekledi. KOSGEB desteğinin geri ödeme zamanının gelmesi ve TÜBİTAK'ın da 2005 yılı içinde harcanan masrafların %38 lik bölümünü karşılaması, desteklerin küçük olması, projenin tüm finansmanının benim üzerimde kalması projenin devam etmesinin mümkün olamayacağını gösterdi.

   Her şeyin çözümünün kâinatın yaratılışının içinde olduğunu düşünen bir yapıda olduğum için, Termik santraller ile yakarak ve nükleer güç ile radyasyon riski altında, enerji elde etmeyi düşünen ve doğayı devamlı kirleten bu kuşak insanının, iyi niyetle, gaflet içinde olduğunu düşünüyorum.

   Enerji Bakanlığı Elektrik işleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü ile yapmış olduğumuz ve İTÜ nün de ortak olduğu, tarafımdan yürütülecek olan KAMAG AR-GE projesini de, TÜBİTAK, Enerji Bakanlığı Elektrik İşleri Etüt İdaresi'nin MİSYONU OLMADIĞI(?) gerekçesi ile reddetmiştir.

   Ülkemizde, destek sağlayacak ileri görüşlü müesseselerin olmaması ve Milli Enerji politikamızın da belirli olmaması sebebi ile, kontrol altında olan müesseselerin günlük politikaları ile gelecek düzenlenemeyeceğinden, yenilgiyi kabul ederek beyaz bayrağı çekmiş bulunuyorum.

   Enerji bir devlet politikasıdır. Ülkem için yenilenebilir enerjiler konusunda rantabilitesi en yüksek Dalga Enerjisinin hayata geçirilmesi için tarafımdan (bence) büyük bir adım atılmıştır. Devam etmesini sağlayacak Devletimizin Yenilenebilir Temiz Enerjiler politikasıdır.

   Metin ÇOKAN